Hayat denilen bu işkence. Devam ettiği sürece hüzün bahçelerinde yaşamak varsa kaderimde. Alın yazımdır diyorum.
Sevda çiçeğime kavuşmaksa bıçağın keskin yüzünde. Bir ömür boyu dolaşmak.
Bir emirse gülerken ağlamak. Yaşarken ölmek. Bunların hepsini yapmak bir kerecik görmek içinse seni. Ben varım bu hayatı yaşamaya.
Gece yürüyüşlerinde düşünmekse seni* Umutların tükendiği yerde. Son adımı atarken boşluğun ucuna. Serçe parmağını tutmaksa yüz yılda bir. Seni sevmek ibadetse bir çok vakit. Öl dediğin yerde yaşamak haramsa.
Yeniden başa dönmekse zamanı geriye alıp. Hasret dolu gözlerle bakarak geçmekse yanından ve attığın kahkahaları duymaksa içim yanarak ağlarken.
Senin yanında iken yaşamaksa dünyanın öbür ucunda. Gözlerinin içine bakarak boğulmaksa okyanusların en derin yerinde.
Seni seviyorum diyebilmenin Sevincini yaşatabiliyorsam inan seni çok seviyorum.
Temmuz akşamları sen olmadan yıldızları seyredebiliyorsam. Kayan bir yıldız gördüğümde içimden bir şeyler akıp gidiyorsa. Gözyaşlarımdan adını yazabiliyorsam gök yüzüne.
Bir mezara taş olmaksa selvilerin altında sonsuza dek. Bu bir vasiyetse sana yazılan nokta konulup mühür vurulmuşsa.
En alt köşeye ve en son duam senin içindir diye okuyabilmişşem bu dünyada pişman değilim Seni sevdiğime SEVDA ÇİÇEĞİM.
(Sevdalardan bahçe yaptık ta Sulamayı unuttuk. Ne yazık ki kuruttuk.)